Profesyonel Koç Elgiz Henden, çocuklarımızı meskendeki, okuldaki yahut sokaktaki tehlikelerden, makûs niyetli akraba ve yabancılardan, çocuk istismarından müdafaanın yollarını Pudra.com okuyucuları için anlattı.
Artık insan olmaya ilişkin olan en kıymetli kıymetlerimizi kaybediyoruz. Anne babalar ve tabi de hepimiz son vakitler yaşanan bayana çocuğa hayvana şiddetine ait haberleri okuyarak izleyerek paranoyalar içinde yaşamaya çalışıyoruz
İnsanın yüreği dayanmıyor, küçücük vücutlara yapılan eziyet ve sona eren minicik hayatlar. İçim acıyor, ne yazayım nasıl yazayım en hakikat kelimeyi bulayıp diye düşünürken aklıma gelen önlemlerden bile utanıyorum.
Çocukların bu dünyada yara almadan hayata hazırlanmaları gerek, onları korumak ve en inançlı biçimde onları hayata hazırlamak anne babaların vazifesi, bu misyonu ne kadar gerçek bir biçimde yerine getiriyoruz hala tartışılır durumda. Hala anne babalar biz çocuklarımızı ihmal ettiğimiz için bugün çocuklar depresyon da ya da hayata ilgisiz üzere yakınmalarla geliyorlar karşımıza.
Aslında bile bile lades üzere…
Daima söylerim bilenin sorumluluğudur yapmak.
Biliyor ve yapmıyorsanız sorumlusunuz!
İşte bizlerin bilip de yapmadıklarımızdan, tahminen de yapamadıklarımızdan biri de çocukları etraftaki tehlikelere karşı bilgilendirmek.
Birçok vakit çocuklar kendi kendilerine öğreniyorlar bu tehlikeleri ve sonrası anne babalar için daha büyük bir dram oluyor.
Herkes için ülkü ömür şartlarını hazırlamak imkansız. Bu yüzden biz alışmışız sorunu kökten çözmek yerine, önlem almaya.
İşte çocukları muhtemel tehlikelerden, tacizden ve kaçırılma olaylarından müdafaamız için yapabileceklerimizden, alabileceğimiz önlemlerden birkaçı:
- Öncelikle çocuklarınızla konuşun, kime güvenmeli kime güvenmemeli, öğretin. Biz küçükken bize öğretilen “yabancıların verdiği şekeri alma” hala geçerli bir usul.
- Bizim kültürel değerlerimizden biri olan “tanımasan da büyüklere yardım etmek, yaşlılara merhamet göstermek” konusunda da daha dikkatli olmayı öğretmek gerekiyor çocuklarımıza. Tanısa da tanımasa da onlardan yardım isteyen yetişkinlere gerekirse hayır demeyi, hatta onlara yardımı öbür bir yetişkinden istemesi gerektiğini söylemesini öğretin. Unutmayın; çocuğunuzun hayatta ve güvende olması, kibar olmasından daha değerlidir.
Çocuklarınızla aile içinde yalnızca sizlerin bildiği bir şifre oluşturun
- Son periyotta çocukları korumak için önerilen kıymetli önlemlerden biri de aile içinde şifre kullanmak. Aile içinde bu şifreyi yalnızca anne baba ve çocuk bilmeli ve bu şifre aşikâr aralıklarla değiştirilmeli. Çocuklarınıza “annen çağırıyor, baban çağırıyor” diye diğer biri tarafından çağırıldığında ondan şifreyi söylemesini istemeyi öğretin. Ve bu şifreyi asla güvenmediğiniz beşerlerle paylaşmayın. Zira tekrar araştırmalar gösteriyor ki çocukları genelde tanıdıkları biri kaçırıyor.
- Çocuklarınıza kaçırıldıklarını anladıklarında anda “imdat” diye bağırmak yerine “bu benim babam değil”, “bu adamı tanımıyorum” diye bağırmalarını öğretin. “İmdat” ya da “yardım edin” diye bağıran birine etraftakiler duyduğunda yalnızca bakıp geçebilir, lakin “tanımıyorum” diye bağırdığından etraftakiler daha fazla hassasiyet gösterecektir.
- Çocuklarınıza, çocuk kaçıranların, makus niyetli insanların herkes üzere görünebileceğini, illa sıra dışı ya da korkutucu bir şey aramak gerekmediğini öğretin.
- Çocuklarınızın isimlerini çantalarında görünür yerlere yazmayın. Çocuklar isimlerini bilen insanlara daha çabuk güvenir.
- Çocuklarınızın fotoğraflarını toplumsal medyada paylaşmayın, çocuklarınızın ne tıp paylaşımları toplumsal medyada yapabileceğini öğretin ve ona hudut koyun.
- Çocuklarınıza telefon numaranızı ve adresinizi ezberletin. Şayet ezberleme konusunda âlâ değil ise yalnızca anne babayı arayabileceği kol saati ya da bileklik halindeki GPS’li telefonlar da bir seçenek olabilir.
- Sır tutma konusuna açıklık getirin. Arkadaşlar ortasında sır tutmak ile bir büyüğün ondan sır tutması için “bu bizim sırrımız diyerek” yaptığı yönlendirmenin farklı olduğunu ona öğretin.
Yazarken zorlanmadım desem palavra olur. Bu kadar önlemi aldıktan soran artık yapılacak son şey varsa ve şayet bu bir dilekse “çocuklarımızın karşısına yeterli insanların çıkmasını dilerim”.
Profesyonel Koç Elgiz Henden
Elgiz Henden kimdir?
Gençler için yazılmış “Başarabilirim Çünkü…” ismiyle kitabın muharriri olan Elgiz Henden, 1968 yılında doğdu. 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu.
1992 yılında tıpkı üniversitenin Toplumsal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisansını tamamladı. Koçluk mesleğine 2006 yılında profesyonel olarak adım attı. Bilhassa bireylerin gelişim alanlarına odaklanarak ferdî koçluk, yönetici koçluğu, anne baba koçluğu, eğitim ve öğrenci koçluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite koçluğu ve mentörlük yaptı.
2009 yılında İz Koçluk Eğitim ve Danışmanlık merkezini kurdu. 2010 yılında JST Coaching ile yaptığı iş birliği sonucu Milletlerarası Koçluk Federasyonu (ICF) onaylı Türkiye’deki İlk “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Koçluğu” programını gerçekleştirdi.
Lokal kültür ve küresel koçluk bilgisi ile geliştirdiği gençlerin akademik performanslarını geliştirmeye yönelik “Eğitim ve Öğrenci Koçluğu” programı 2011’de, Milletlerarası Koçluk Federasyonu (ICF) Continuing Coach Education CCE olarak onaylandı. Her öğrencinin bir koçla çalışmayı hak ettiğine inanan Henden daha fazla gence ulaşmak ismine yeni koçların yetiştirilmesi için 2017 yılında “Gençler ve Öğrenciler İçin Profesyonel Koçluk” eğitim programını ICF den 75 saat ACSTH olarak onaylandı.
ICF Akredite Profesyonel ve mentör koç (PCC), eğitmen olan Elgiz Henden 2012-2014 devrinde ICF Türkiye Yönetim Kurulu üyesi olarak misyon yaptı. Hala Avrupa Koçluk ve Mentörlük Derneğinde (EMCC) K12 konseyinde etkin olarak çalışan Elgiz Henden’in İz Koçluk bünyesinde sunduğu eğitimler ortasında Eğitim ve Öğrenci Koçluğu, Anne Baba Koçluğu, DEHB Koçluğu, Temel Koçluk Marifetleri, Duygusal Zeka ve Liderlik, Pozitif Psikoloji Temelli Eğitim, Toplumsal ve Duygusal Öğrenme, Ferdî Farkındalık yer alıyor.
Bir yanıt bırakın