Bugün bu röportaj ile sizi Paris’in hoş kokulu şık kollarına bırakacağım. Fransız sanatkarlardan, tasarımcılardan, fotoğrafçılardan ilham alan ve kuralların yıkılmak için koyulduğu anlayışına sahip, Paris merkezli koku meskeni Ex Nihilo Paris’in kurucuları ortasında bulunan Benoît Verdier, Pudra.com için parfüme dair aklıma gelen her soruyu cevapladı.
Benoît Verdier, Olivier Royère ve Sylvie Loday tarafından kurulan Paris merkezli bir koku konutu olan Ex Nihilo Paris’ten Benoît Verdier ile bu ayki parfüm belgemizin birincisine adım atıyoruz.
Ex Nihilo’nun ünü yalnızca Avrupa’da değil, okyanusun öte yanına da taşmış durumda. Papatyamız Hailey Baldwin Bieber’in imza kokularından biri Ex Nihilo’nun Fleur Narcotique kokusu. Müzisyen ve aktör Drake ise Amber Sky’ı kullanıyor. Artık kelamı uzatmıyor, çabucak sorularıma geçiyorum…
Selen Serdaroğlu: Sevgili Benoît, öncelikle bu röportaj için çok teşekkür ederim. Ex Nihilo Paris, yenilikçi ve yiğit bir formda kendi konseptlerini yaratmak için bir vakitler kuralları ve gelenekleri ihlal edenlerin mirasçısı bir parfüm meskeni fakat sana Ex Nihilo Paris’ten evvel şunu sormak isterim. Seni kokuların bu tılsımlı dünyasına taşıyan ne oldu? Kokulara dair birinci anıların neler?
Benoît Verdier: Ben gerçek bir Güneyliyim! Ne vakit anne babamın, Fransa’nın güneyindeki bahçesini yahut dolaştığım kayalık zirveleri anımsatan bir koku yahut malzemeyi koklasam oraya taşınıyorum: Çam ağaçları, incir, lavanta ve aromatik ağaçlar Akdeniz görünümlerinin kırmızı sıcak toprağı… Bunlar benim birinci koku anılarım.
Ex Nihilo Paris’te ortaklarım ortasında olan Olivier ile de 18 yıl evvel Paris’teki okulun banklarında tanıştık. Akabinde ortak arkadaşlar aracılığıyla Sylvie hayatımıza girdi. Kendi alanlarımızdaki işlerimizi bırakıp koku kesiminde kendi başımıza daha heyecan verici bir şeyler yapmanın vaktinin geldiğine karar verdik. Birinci günden beri sahiden bir teşebbüsçü macerasıydı!
Fotoğraf, soldan sağa: Benoît Verdier, Sylvie Loday ve Olivier Royère
Uzun vakittir hayallerimizin markasını yaratmak, ona yeni bir güç ve bakış açısı getirmek için elimizden geleni yapmak istiyorduk. Bu fikri harikulade bir Fransız dokunuşuyla geri getirmek istedik. Rue Saint-Honoré Et voilà’daki bu süper yeri bulma fırsatımız oldu!
SS: Ex Nihilo ismi nereden geliyor?
BV: Ex Nihilo, Latince’de sıfırdan/yoktan yaratılmış manasına geldiğinden, bir gün herkesi şaşırttık. Makul bir planımız yoktu ve hayallerimizde Paris’in en kalabalık semtinde bir flagship mağazaya sahip olmak, dünyanın en âlâ ve en seçkin mağazalarında markalarında dağıtılmak istedik ve artık Türkiye’deyiz!
SS: Markayı yaratırken öncelikli amaçlarınız neydi? Kendinizi hangi amaçlarınıza ulaşmış sayıyorsunuz? Bundan sonra sizi neler bekliyor?
BV: Son derece genç bir şirketiz, insanların sandığının bilakis yalnızca yedi yaşındayız. Süratli muvaffakiyet birebir vakitte sizi öldürebilir, bu yüzden çok süratli büyümemek, en yüksek harikalık düzeyimizi korumak, takıntımızdır. Geriye dönüp bakarsam en büyük başarımız yoktan kusursuz bir marka yaratmak, Paris’in en havalı, en lüks caddesinde bir flagship mağaza açmak ve Fleur Narcotique üzere ikonik hale gelen olağanüstü kokular yaratmaktı. Gelecekte dünyada daha fazla flagship mağazamızı görmek, potansiyel olarak daha dijital ve elbette daha da sürdürülebilir bir ultra lüks tecrübe sunmak istiyoruz!
SS: Kokuların insan bağlantısında yerini nasıl tanımlarsın?
BV: Kolay: Gözlerinizi kapatın, en sevdiğiniz kokuyu cildinizde bir nabız noktasına yahut bilhassa sevdiğiniz bir giysiye sıkın ve sihrin gerçekleşmesine müsaade verin… size anımsattıklarına. Son olarak, kokular en yüksek irtibat formudur, hayvanlardan beşere kadar merkezidir. Tıpkı vakitte nerede yaşadığınıza bağlı olarak çok kültüreldir, sizin hakkınızda çok şey söyleyebilir, bilhassa ilgilenmek için bir neden daha.
SS: Sizin kokularınızı kullanan bireyleri nasıl tanımlarsınız? Sizce sizi neden tercih ediyorlar? Aşikâr bir halde sınıflayabileceğiniz bir müşteri kitleniz var mı?
BV: Dürüst olmak gerekirse, pazarlama çalışmaları yapmıyoruz, lakin güçlü bir hayran kitlemiz var ve bunu tanım etmem gerekirse, memleketler arası bir estetik topluluğunun kesimi olduklarını söyleyebilirim. Ağır bir halde seyahat ediyorlar, çoklukla sanatsal yahut yaratıcı topluluğun bir kesimi ve bence Fransız Avangardı’ndan ilham aldığımız ve yaptığımız her şeyde onu çeviri etmeye çalıştığımız için bizi seviyorlar. Sanırım niş ve özel olan her şey için onlarla birebir tutkuyu paylaşıyoruz, tıpkı vakitte sanat, tasarım ve havalı her şey için!
SS: Hayata geçirdiğiniz kokulardan birini kullanarak sizi çok keyifli eden dünyaca ünlü starlar kimler? Kimlerin imza kokusu olmayı başardınız
Ünlü olsun ya da olmasın, sokaklarda Ex Nihilo mavi çantalarını görmekten çok memnunum. Onların fotoğrafını çekiyorum ya da sokakta sohbet ediyorum. Bununla birlikte, influencer Hailey Baldwin Bieber üzere ünlülerin Fleur Narcotique yahut Drake üzere mükemmel sanatkarların Amber Sky üzere kreasyonlarımızı kullandığını görmekten de çok keyifli olduğumu söylemeliyim! Çok kolay ve organik, kullanıyorlar zira seviyorlar ve biz de bundan heyecan duyuyoruz!
SS: Koku ailenizdeki kokuların her birini ünlü bir starla eşleştirecek olsaydınız hangilerini kimlerle eşleştirirdiniz? Tahminen sizinle yeni tanışacak şahıslar için de ilham olur bu isimler…
BV: Sıkıntı lakin ülkü bir dünyada…
David Lynch için Venenum Kiss…
Harry Styles için French Affair
Hailey Baldwin için natürel ki esasen kullanmakta olduğu Fleur Narcotique…
Pharell Williams için Atlas Fever…
Billy Ellish için Lust in Paradise diyebilirim…
SS: Kokularınızı hazırlarken nelerden ilham alıyorsunuz? Kurgusal ya da gerçek, bir kokuyu yaratırken birinden ilham aldığınız oldu mu?
BV: Gerçekte değil, lakin isimler ve cihanlar yaratıcı süreçlerimizin anahtarıdır. Birtakım kreasyonlar için David Lynch sinematik evreninden ve Atlas Fever için Clash’in “Rock the Casbah” müziğinden ilham aldık. İsimleri yarattığımda onları sinema isimleri üzere görüyorum, aslında birden fazla James Bond sinemaları olabilir.
Daha genel olarak Paris ortamımızdan çok ilham almaya devam ediyoruz ve elimizden geldiğince birçok farklı kainattan; çağdaş sanat, moda, tasarım, müzik kokteyllerinden ilham almaya çalışıyoruz.
Şaşırtan bir biçimde parfümcü olmamak, kutunun dışında düşünmemize ve 360 derecelik bir seyahat olarak koku tecrübesi hakkında taze, yıkıcı fikirler getirmemize yardımcı oldu. Gözlerimizi açık tutmaya çalışıyoruz, online yahut toplumsal medyada bulabileceklerimizden çok fazla ilham almamaya çalışıyoruz zira herkes Pinterest yahut Instagram üzere tıpkı kaynağa gidiyor. Ben eski mecmuaları ve karanlık kitapları ve en değerlilerini kaynak almayı tercih ediyorum.
Birlikte çalıştığımız parfümörlerle yaptığımız sohbetler ilham kaynaklarımızdan bir başkası. Seyahatlerimiz ve parfümcü arkadaşlarımızla yaptığımız daima tartışmalar da değer biçilmez bir ilham kaynağı.
Başlangıç noktasında her vakit aklımızda çoklukla bir isim vardır, bu bizim ilham kaynağımızın bir modülüdür. Bu, bir kitaptan, bir müzikten yahut basitçe bir sözcük çağrışımından gelebilir. Parfümcü vizyonuna ihanet etmeden, azamî tesire ve hayali çağrışıma sahip bir yaratıma bir kelam söylemek güç bir iştir. Kokunun kendisi üzere, direkt mevzuya açık ve sahiden sihrin bir modülü olmalı. Yardım edemedik, fakat en özel koleksiyonumuza Babylone Koleksiyonu ismini verdik.
SS: Bir koku yaratıcısı olarak yolda yürürken etraftan gelen kokulara karşı tepkin nedir? Çok daha hassas bir burun olarak seni yoran kokular var mı?
BV: Tabiatı gereği çok merak ederim, Paris’teki Metro kokusu üzere, güzel mi makus mü, iğrenç mi yoksa bağımlılık mı olduğunu söyleyemezsiniz lakin tipik bir Paris kokusudur! Betondaki yağmurun kokusu üzere, bunu çok severim. Snob biri değilim lakin Duty Free bölgelerinin yanındaki havaalanlarındaki kokulara karşı mutlak bir tiksinti duyuyorum. Çok gurmelerle karıştırılan bu “uluslararası” fougère, en çok nefret ettiğim şey: tekdüzelik, kendi kişiselliğini tabir etme korkusu!
SS: Kişi kendine uygun kokuyu sizce nasıl bulabilir? Yeme içme alışkanlıkları, deri rengi… Her şey kokunun formunu etkileme gücüne sahip. Sence ne vakit, nasıl koku seçmeliyiz?
BV: İsmi, rengi yahut ambalajı sizi yanıltmasın. Yalnızca hislerinize ve cildinizdeki hislere odaklanın. Parfüm gün içinde değişir, bu yüzden onu rahatça kullanabildiğinizden emin olun, zira koku aslında ikinci bir cilt üzere, sizin imzanız. Bu nedenle kusursuz bir beyaz gömlek yahut gardırobunuzda en sevdiğiniz siyah elbise üzere hayal edin. Kokunuzu ruh halinize nazaran değiştirmekten çekinmeyin, en kıymetlisi budur.
Kim olduğunuzu yansıttığından emin olun, cildinizin tipine ve moda üslubunuza uygun olduğundan emin olun. Çok cüretkar ve güçlü bir şeyden hoşlanıyorsanız, hoş bir amber yahut deri notasına gidin, fakat denemekten ve kendi karışımınızı yapmaktan asla çekinmeyin. Koku, oynamak zorunda olduğunuz bir şeydir!
SS: Sence koku seçerken yapılan en sık yanılgılar neler? Neleri gözden kaçırıyor olabiliriz?
BV: Nabız noktalarınıza odaklanın, sıktıktan sonra asla cildinizi ovmayın ve saçınıza sıkmanızı tavsiye etmiyorum. Zira alkol saçınıza karşı epeyce agresiftir, bu durumda atkınıza püskürtmeyi tercih edebilirsiniz.
SS: Yıllar boyunca pek çok farklı koku denemiş biri, imza kokusunu eski seçimlerine bakarak nasıl bulabilir?
BV: Bu bir döngü ve şahsî gelişim sorunu, 90’larda sevdiğim kokuları tekrar beğenerek kendimi şaşırtıyorum ancak yeni keşiflere asla kapalı değilim. Bu yüzden ince bir istikrar. Vakitle zevklerinizin tam olarak ne olduğunu ve tam olarak ne seçeceğinizi bileceksiniz… Deneyim konuşuyor!
SS: Yaşa nazaran koku anlayışı sence gerçek bir bakış açısı mı? Yoksa insan istediği yaşta dilediğini kullanabilir mi?
BV: Bu yaşlanma teorisine nitekim inanmıyorum, fakat cildinizin “tipi” yahut kuruluğundan fazla PH’ın çok kıymetli olduğunu unutmayın. Cildiniz ne kadar asitli olursa, kokunuzu korumak o kadar sıkıntı olur. Alışılmış ki cildin yaşlanması üzere pek çok dış etkene bağlıdır, lakin tıpkı vakitte sıcaklık, havadaki nem… Daha fazla konfor kelam konusu ise vanilya, amber, misk yahut oryantal notalı kokuları seçmenizi tavsiye ederim… Neroli yahut Orange Blossom üzere “Hespéridées” notaları, narenciye notaları cildiniz için en berbatı olur.
SS: Mevsimlerin koku algımıza tesiri büyük. Bahardan yaz aylarına geçerken şahsa bu vakti en hoş hissettirecek kokularınız hangileri?
BV: Bu müddet boyunca, Lust In Paradise üzere Fresh floral buketlere ya da bu son karantina aylarını unutmak için, hoş bir Orange Blossom / Iris ikilisine dayanan Honoré Delights’ı yine ziyaret edin. Ayrıyeten beyaz biber ve Iris ile Citizen X’in baharatlı Freshness’ına tekrar yürek edebilirsiniz, ciltte bir ışık patlaması gibi!
SS: Günümüzde pek çok büyük marka karbon ayak izlerini azaltma maksadı ile birtakım çalışmalar içinde. Siz bunlar için bir şeyler yapabildiniz mi? Uzun vadedeki maksatlarınız neler?
BV: Daima gayret sarf ediyoruz, 2013 başlangıcından bu yana Madagaskar’dan Vanilya, Haiti’den Vetiver üzere en yüksek ekonomik ve toplumsal standartlara hürmet göstererek, karbonumuzu azaltmaya çalışarak sıkı bir hammadde tedariki ile bu fikri getirmeye başladık. Kreasyonlarımızı korumak için geri dönüştürülmüş köpükten yapılmış yeni bir ambalaj bile piyasaya sürdük. Lakin dürüst olmak gerekirse, piyasada gördüklerimiz çok köpürtülmüştür. Kendi düzeyimizde, insanları daha sorumlu hale getirmek için en azından olabildiğince şeffaf ve dürüst olmaya çalışıyoruz. Nihayetinde emelimiz zihniyetleri değiştirmek, birebir vakitte sürdürülebilirlik ve sonuncu lüks tecrübesi sunmaktır!
SS: Kısa bir müddet evvel Türkiye piyasasına giriş yaptınız. Türkiye pazarında kendinize nasıl bir yer edinmeyi planlıyorsunuz, burada ulaşmak istediğiniz niş müşteri kitlesi nedir?
BV: EX NIHILO’nun başlangıcından bu yana, memleketler arası ve uzman kimi Türk müşterilerimiz var. Türk koku amatörleri çok bilgili ve ne istediklerini tam olarak biliyorlar, lakin birebir vakitte şaşırmayı da seviyorlar. Başından beri büyük takviyeleri oldu. Biçim konusunda nitekim doğal bir anlayışa sahipler ve şimdiye kadar yaşadıklarımdan şunu söyleyebilirim ki, seçtikleri kokuyla kıyafetlerini çeşitlendirebiliyorlar. Onlara, güçlü bir kişiliğe sahip ve çabucak bağımlılık yapan bir yaratım önermemiz mantıklı geliyor, Parisli müşterilerden o kadar da farklı değiller. Bu yüzden onlara ulaşmak için yaratıcılıktan ve mükemmel tecrübeden ödün vermeden daha çok çalışacağız!
SS: Türkiye pazarı için seçtiğiniz ön plana çıkacak kokularınızı nasıl belirlediniz?
BV: Bununla ilgili bir çalışmamız yok lakin tecrübelerime nazaran Fleur Narcotique, Venenum Kiss by Quentin Bisch’in daha geniş bir kitle edinebileceğini hissediyorum, Jordi Fernandes’in Gold Immortals’ı ve olağan ki Babylone Koleksiyonu’nun Atlas Fever ve Amber Sky’ının biraz daha ön planda olacağını düşünüyorum.
—
Maison Francis Kurkdjian, Histories de Parfums, Acqua di Parma, Bond No:9, Initio ve Ormondo Jayne üzere dünyanın en ünlü niş parfüm markalarını Türkiye ile buluşturan niş parfüm butiği La Déesse ve Golin PR takımının takviyeleriyle gerçekleştirdiğim bu röportaj için tüm takıma çok teşekkür ederim.
Bir yanıt bırakın